Tatlarin Yeralti Sehri

Tatlarin Yeralti Sehri, an archaeological wonder, is a must-visit attraction that I enthusiastically recommend. This underground city offers a mesmerizing glimpse into history with its intricate tunnels and chambers. What sets this experience apart is the absence of guided tours or audio guides, allowing you to immerse yourself in the site's mysteries at your own pace.

Exploring Tatlarin Yeralti Sehri feels like stepping into an ancient world untouched by time. The lack of structured guidance enhances the sense of adventure, letting you uncover its secrets and stories organically.

While there might not be traditional guides or audio commentary, the site's layout and informative signage provide valuable context. This approach invites you to engage with the archaeological marvels directly, fostering a deeper connection to the past.

What's more, the best part is that access to this incredible site is absolutely free. So, whether you're a history enthusiast, an adventure seeker, or simply curious, Tatlarin Yeralti Sehri offers a captivating journey into an underground realm that beckons to be explored on your terms. Embrace the opportunity to unearth history's treasures without constraints, and let Tatlarin Yeralti Sehri transport you back in time in a way that's truly unique and unforgettable.

Really interesting visit, the tunnels are very low, feels a bit claustrophobic if you don't like small places, worth a look though, the frescoes being restored in the church, amazing views as well

VERY COOL underground city, came across this place by accident and it's pretty incredible. Free entrance.

Wonderfull landscape

Must see

Beautiful!

Çok güzel çok bakir bir yer .. bölgedeki acenteler tur için genel olarak tercih etmiyor .. diğer yeraltı şehirlerinden daha büyük daha detaylı .. kesinlikle ziyaret ediniz .. ayrıca ücretsiz

Kesinlikle görülmesi gereken bir yer. Herhangi ücret yok. Kültür turizm müdürlüğü çalışanları sağolsun çok ilgilendi rehber gibi tarihini anlattı. Hafta sonu gezip görülebilecek bir yer. Dar yer korkusu olmayanlar en aşağı kadar insin. İç dizayn işçilik ve M. Ö. Böyle bir yapının işçiliği gerçekten harika

Avanos'tan Ankara'ya dönerken henüz Nevşehir'den çıkmadan kahverengi tabelasını görüp gitmeye karar verdik. Öncelikle bi 7-8 dk kadar navigasyonun gösterdiği şekilde gidip daha sonra yol üzerindeki tabelaları takip edin. Navigasyon şehrin üst tarafına çıkarıyor ve araç için hiç uygun bir yol değil. Şehrin girişinde ücretsiz otopark mevcut, şehre giriş de ücretsiz. 2 tane görevli vardı. 1 tanesi bize rehberlik etti, çalışanlar yardımsever. Şehrin girişinin yan tarafında çok güzel bir kilise var, duvarlarında Hz.İsa ile ilgili çok güzel tasvirler var oldukça iyi korunmuşlar. Ama bu alanda fotoğraf çekimi yasak, yeraltı şehri ise askeri garnizon ve sığınak olarak kullanılmış bu yüzden biraz küçük ama kompakt sadece gerekli yapılar var. İlk katında tuvalet var (kaymaklı, derin kuyu ve öz konak yeraltı şehirlerinde bu yoktu.) Zindan, tuzak, su kuyusu, havalandırma bacası, mezarlık (morg olarak kullanılmış) gibi yapılar var. Dar ve merdivenli tünelden bir alt kata iniliyor geniş bir oda ve yine bir tuvalet var. Son olarak 100m uzunluğunda başlarda eğilerek ilerleyebileceğiniz, ortalarına doğru yüksekliği 50 cm'e kadar düşen sadece emekleyerek ilerleyebileceğiniz, alt kata inen bir tünel daha var. Tünelin ucunda da yine geniş bir yaşam alanı var. Mutlaka gidip görmelisiniz.

Çok güzeldi, kesinlikle görülmeli.

Tesadüfen gördüğümüz tabela sonrası gidip iki günlük gezimizin en görülmeye değer tarihi yerdi bizim için :) bol bol adrenalin ve yapıta hayranlık ile gezdik panik atak gibi sıkıntılarınız varsa içerde ki 100m’lik geçite kesinlikle girmeyin derim :)

Nevşehir'in az bilinen çok güzel mutlaka görülmesi gereken yer altı şehirlerinden birisi. Gayet temiz yolu iyi çalışan görevliler oldukça ilgiliydi. Kilise kısmındaki görseller güzel korunmuş günümüze kadar gelmiş.

Ulaşımı kolay çok kafa karıştıracak bir yerde değil. Konum ve etrafındaki yapılar itibariyle mükemmel denilebilecek bir yapı. İçerisi oldukça büyük ve geniş. Hititler zamanında yapıldığı tahmin ediliyormuş, gidip görmeye değer olduğunu düşünüyorum. Ayrıca giriş ücretsiz.

Kapadokya’nın tüm yeraltı şehirleri gibi bu yeraltı şehrinin de kimler tarafından, ne zaman yapıldığı bilinmiyor. Araştırmalara göre Hititler, Frigyalılar, Romalılar, Bizanslılar derken özellikle ilk Hristiyanları saklayan şehirler binlerce hikayenin ve efsanenin de doğum yeri. Dışardan gelen tehlikelere karşı korunmak ve barınmak amacını güden bu gizli şehirlerin günümüzün büyük ilçelerinin nüfus kadar insanı koruduğu da tarihçiler tarafından kabul edilen bir gerçek.

İlk kez 1975 yılında keşfedilen Tatlarin Yeraltı Şehri’nin bir kısmının temizlenerek turizme açıldığı tarih ise 1991. Tatlarin Kasabası’nda köy halkının ‘Kale’ olarak adlandırdığı bir tepede bulunan yeraltı şehrinin günümüzde sadece temizlenen 2 katı gezilebilmekte. Gerçek büyüklüğü ise gezilebilen bu alanın oldukça fazlası ve zaman ilerleyip tamamı temizlenince ortaya çıkacak.

Orijinal girişi yıkılmış olan Tatlarin Yeraltı Şehri’ne 15 metre uzunluğunda bir tünelden giriliyor. Tünel, girişinde kilit taşı olan oldukça büyük bir salona açılıyor. Kapadokya yeraltı şehirlerinde sıklıkla karşılaşılan devasa büyüklükteki kilit taşı ya da bir diğer tanımla sürgü taşı tehlikeye karşı alınmış akıllıca bir önlem. Öyle ki bir tehdit karşısında kapıya doğru itilerek girişi kapatabiliyor ve sadece içeriden açılabiliyor. Tünelden girilen salonun sağ tarafındaki nişin içinde 3 iskelet bulunmasından dolayı Roma döneminde ölülerin gömüldüğü alan ya da bir zindan olduğu, bu nişin daha sonra derinleştirilerek erzak çukurlarına dönüştürülmesinden dolayı da Bizans döneminde kiler, mutfak olarak kullanılan alan olduğu düşünülüyor. Yine yeraltı şehirlerinin olmazsa olmazı havalandırma deliklerinden bu salonda da görülüyor. Bir taraftaki dar tünelden ise başka bir büyük odaya geçiliyor. Yeraltı şehrinin ikinci girişinde ahır bulunuyor. Ahırların çıkışa yakın olmasının nedeni ise hayvanların kolay tahliye edilebilmeleri. Ahırın daha önceden erzak deposu olduğu tabanındaki 5 adet ambardan anlaşılıyor. Sütunlarla desteklenen büyük alanın tavanında diğer mekanlara ulaşımı sağlayan havalandırma bacaları bulunuyor. İki büyük mekan arasındaki bağlantıda yine dar bir koridor ve dev bir sürgü taşı bulunuyor.

Gezip görmeye değer, gittiğinize zaman ayırdığınıza pişman olmazsınız. Yönlendirme tabelaları biraz yetersiz. Girişi googledaki konumun sizi götürdüğü yerin hemen üstünde.

Yeraltı şehri ve kilisesi gerçekten görülmeye değer. Yolunuz düşerse mutlaka uğramanızı tavsiye ederim. Görevli arkadaşlar oldukça ilgili fakat hak ettiği değeri maalesef görmüyor. Tesadüf eseri keşfettik.

İlk defa yer altı şehri gezdim cok ilginç şimdiki teknoloji ile bile bu şekilde yapılması çok zor şaşırmadım deil

Ücretsiz bir deneyim yaşamak için muazzam bir yer ancak içi biraz sidik kokuyor

yeraltı şehri 1975 yılında bulunmuş ve 1991 yılında ziyarete açılmıştır. Halen 2 katı temizlenerek misafirlere açılmıştır. İlk giriş ortadan kaldırıldı. 15 metrelik girişten sonra devasa bir koridora yani giriş alanına ulaşılır. Giriş kısmı, diğer yeraltı kentsel topluluklarında olduğu gibi, ortasında açıklıkları olan canavar sürgü taşlarıyla kaplıdır.

Dünyanın belki ilk Alafranga Tuvaletini burada göreceksiniz 👍